13 Mart 2015 Cuma

Yardım!

Merhaba arkadaşlar. Bildiğiniz üzere hala boyama kitabı,hediye kitabı ve özellikle mum boya eksiğimiz var. Ben hala sizlerin yardımlarını bekliyorum. Mesaj atıp yardım etmek isteyen arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum.
Kitap haricinde Endüstri ve Bilim Kulubü Sosyal Sorumluluk ve Aktivite Birimi olarak projelerimiz arasında Onkoloji Servisindeki çocuklarımız için parti, oyuncak dağıtımı ve kitap toplama projemiz var.
Oyuncak ve kitaplar hem hastaneye gidecek hemde Hamurcu İlköğretim Okulu (Kayseri) ve Kayseri Yetiştirme Yurduna teslim edilecek
.

Hastanedeki çocuklarımızın üstündeki yükü biraz daha olsun hafifletmek için, ilköğretim öğrencilerine okumayı sevdirip yüzlerindeki gülücükler için ve yetiştirme yurdundaki çocuklarımıza tek değilsin mesajı verebilmek için hepinizden yardım istiyorum.
Lütfen duyarsız kalmayın. Sizler yardım edersiniz, paylaşırsınız sizin tanıdıklarınız yardım eder ve bi bakmışız ki bir çok çocuğumuzun gülmesine katkı sağlamışız.
Sosyal sorumluluk grup işidir unutmayın. Sizlerin katkısıyla da çok şey yapabiliriz.

Kayserideki arkadaşlarım elden teslim edebilirler bana. Diğer illerdeki arkadaşlarım kargo ile yollamak için adres isteyebilirler.

10 Şubat 2015 Salı

LEYLADAN SONRA


Leyladan Sonra kampanyası için Kayseri de tedavi görmekte olan çocuklarımız için mini kütüphane oluşturmak istiyoruz. Bunun içinde sizlerden yardım bekliyoruz. Çocuklarımızın yaşlarına uygun, içinde en azından hastalıklarla ilgili bir konu geçmeyen kitaplarınızı bizlerle paylaşabilirsiniz. Burdaki amaç hastanede geçen zamanlarını daha kolay hale getirebilmek, onları kitapların büyüsüne bırakmak. Bu yüzdendir ki onların üzüleceği kitapları okuması biraz sakıncalı..
Leyla'dan Sonra kampanyasını facebook sayfamda duyuruyorum. Eğer hala bilginiz yoksa http://istanbultip.leyladansonra.com/?p=14 bakmanızı isterim.
Eğer yardımcı olmak isterseniz mesajını bekliyorum.

 Not : Boyama kitapları,boya vs. de yollayabilirsiniz. Genellikle minik çocuklarımız daha yoğunlukta. Onlar için boyama kitapları çok yararlı olabilir. 

ÖZELLİKLE BOYAMA KİTABI BÜYÜK İHTİYAÇ. DUYARLILIĞINIZI BEKLİYORUZ

Facebook sayfam : İrem İvgin 

Bana buradan ulaşabilirsiniz.
 Mesajlarınızı bekliyorum.

8 Şubat 2015 Pazar

Vefa Enver Pembe Serisi

 Çocuk Da Yapamadım Kariyer De

3 yakın arkadaş, Aslı,Ahu ve Sibel’in hikayesinin ilk kitabı. Giriş ve tanıtım niteliğinde ki kitap.
3üde mesleği elinde, güzeller güzeli hatunlar. Aralarında didişip duran ama birbirleri olmadan da yapamayan kişiler.

Ahu çok hırslı kariyer yapmak için sert yapısını bozmayan, Sibel alışveriş delisi, çılgın mı çılgın, Aslı ise aşkı isteyen içlerindeki en duygusal kişi.

Evet hayatları güzel gibi gözüken,kariyer sahibi kişiler  olsa da aşk hayatlarının sönüklüğü ayrı bir dert. Hayatlarında birileri var, Sibel hariç! Çünkü Sibel’in hayatında bir çok kişi olabiliyor. J  
Aslı Metinle, Ahu Canla, Sibel ise bilemediiim J  Metin işin ciddiyetinde olmayan,çalışıyorum lafıyla Aslıyı oyalayan şahsiyet. Can ise dünya tatlısı benceee. Ahuya da iyi katlanıyor. J
Neyseki Aslı Metinle olan ilişkisini bitiriyor,evet çok üzülüyor  fakat sonunda birine aşık oluyor ki sormayın. Ve gerçekten iyi ki Metinle ayrılmış.
Can ve Ahuya gelince.. Evet Can’ın bi hatası oldu belki de benim hiç affedemeyeceğim bi hataydı ama Ahuyu deli gibi sevdiğini o kadar iyi biliyorum ki. J
Eninde sonunda hepsi güzel bir ilişkiye yelken açıyor evet…

‘’ O işler hiç belli olmaz. Sen kendine güven Sibel,bence bir playboyu ancak bir playgirl adam eder,hahaha! Sen hakkından gelirsin. ‘’

Kapak tasarımı,akıcılığı ile benden tam puan alan kitap. 
Ve şimdi sıra olayların daha bi anlam kazandığı Bunu Sen İstedin kitabında;



Bunu Sen İstedin
En uzun kitap olduğu için daha da bi sevdim. Malum bitsin istemiyorum. Bu kitapta neler oldu bi bakalım.
Ahu ve Can kesinlikle çok tatlı bi çift oldular. Hele ki hamilelik Ahuyu öyle bi güzelleştirdi ki..
Bunun dışında Sibel ve Baran ikilisi için işler sanıldığı gibi değil. Baran’a öyle bir gıcık oldum ki. Ne kadar Sibel bazı yerlerde kaşınsa da hiçbir şey Baran’ı haklı çıkarmadı gözümde. Sonradan düzeldi belki evet ama bilmiyorum hep o sahne aklımdaydı açıkçası.
Aslı ve Hakan ise benim favorim. Gerçekten Aslı karakteri bana daha yakın geliyor. İşler ciddiye biniyor fakat Hakanın işleri dolayısıyla ertelenmek zorunda kalınıyor.
Yine de 3ünün hayatı yeterince inişli çıkışlı iken bir de Aslı’nın kardeşi Nazlı ile tanışmaya başlıyoruz.
Nazlı Aslı’nın tam aksi. Tıpkı Sibel gibi ! Sinandan yediği kazıktan ötürü İstanbula tatile giden Nazlı, Kadir ile yolu kesişiyor. Bu Kadir kim dersiniz? Sürpriz!

‘’ Benim ukalam,benim delimsin…İyi ki de öylesin.Her şeyin rayından çıktığı şu dünyada akıllı olup da ne yapacaksın ki? Akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğine,deli ol dünya senin kahrını çeksin. ‘’

Yine çok akıcı Bunu Sen İstedin her şeyin daha hareketlendiği,daha güzel bir hale geldiği bir kitaptı. Sıra geldi Neyse Ki Çocuk Yaptım’a ;


Son kitap olduğu için bi hüzün kaplasa da yine çook güzel,akıcı,eğlenceli bir kitaptı. Bu kitapta Nazlı Kadir ilişkisi daha göz önünde. Açıkçası da bu iki delinin hikayesi de diğerleri kadar güzeldi.
Ahunun bebişiiine bayıldım,Can’ın düşkünlüğüne, Ahu ile atışmasına hayran kaldım.
Ve Kadir! Aslında dizginlenemeyecek bir çocuk gibi düşünülse de her erkeği diz çöktüren bir kadın vardır! J Ve o kadın Nazlı.
Sibel’in ikizleri deseeem ne dersiniz? Ben öğrenince çığlık atmıştım. Nası da yakışır Sibel’e annelik diğ mi? Baran göbek atsa yeridir. Ama eeen komik bulduğum şey ise Sibel’in   ‘’ bir kerede 2 tane ‘’ demesiydi. Çok gülmüştüm. İkiz annesi olacakmış Sibel <3

Ve Sibel’in doğumu yine beklenen gibiydi. Tüm ilgiyi üstüne çekti. Hemde öyle bi günde! Gerçi Sibel doğurmamak için çok çabalasada =))
Yine çok güzel bi o kadar da son kitap olmasından dolayı hüzünlüydü. Bu Pembe seriyi kaçırmayın arkadaşlar. Romantik komedi denince aklıma gelen ilk ismin Vefa Enver olması çok normal. İnsan okuyunca anlıyor.

Can dönüp Aslı’ya baktı. ‘’ Bir sonraki düğünde hamile olma sırası sende biliyorsun değil mi? ‘’

Hakan karısına sarılıp sırıttı. ‘’ Siz düğünü ve tarihi söyleyin yeter. Biz elimizden geleni yaparız. ‘’ 


Şahsen yayınevinin özeniyle,yazarın kaleminin güzelliğiyle kitaplar inanılmaz zevk veriyor. Okumanızı şiddetle öneriirim. :)




Yayınevi facebook sayfası : Ephesus Yayınları
Yazarın facebook sayfası : Vefa Enver
Yazarın resmi sitesi : Vefa Enver

5 Şubat 2015 Perşembe

Gölgeler- Paula Weston






Gaby Winters yaklaşık bir yıl önce ikiz kardeşi Jude'u bir trafik kazasında kaybetmişti. Kazadan sonra bedeni iyileşmişti ama acısı hâlâ ilk günkü gibi tazeydi ve kâbusları bitmiyordu: Her gece kâbuslarında iblislerle ve cehennemin diğer yaratıklarıyla savaşıyordu.





Ve sonra karşısına Rafa çıktı. Rafa, sadece kâbuslarında sık sık gördüğü çocuk değildi, aynı zamanda ikiz kardeşi Jude'la da bir geçmişleri olduğunu iddia ediyordu. Gaby, hayatı ve kendi hakkında bildiğini düşündüğü gerçeklerin sadece birer yalan olduğunu kabul etmek zorunda kalmıştı ve bulması gereken gerçekler kâbuslarındaki gölgelerde gizliydiler. Rafa kimdi? Refaimler kimlerdi? Ve en önemlisi Gaby kime güvenebilirdi?





Öncelikle fantastik sevipte hele ki düşmüş melekler,nefilimlerle ilgili kitapları seviyorsanız okuyun,öneririm.  Bu kitabın tarzındaki farkı bana göre düşmüş melekleri vs. bunları açıklayarak anlatması. Yani aklınızda pek  soru işareti bırakmıyor. Yok işte düşmüş melek neymiş,nefilim kime denirmiş,öğreniyorsunuz. J
Konuya şöyle bi bakalım ;
Gaby ve ikizi Jude bi trafik kazası geçiriyor ve Jude bu kazada ölüyor. Yada onlar öyle biliyor açıkçası şuan bilinmiyor. Bunun üzerine Gaby kabuslar görüyor ve yazmaya meraklı Gaby hikaye tarzında bunları yazıyor. Yazsa yine iyi bi de internete veriyor ve olanlar oluyor. Rüyasında sürekli gördüğü adama Matt ismini veriyor. Ve bir gün bu Matt karşısına çıkıyor ve adının Rafa olduğu anlaşılıyor.
Burdaki anormallik sadece rüyasında gördüğü adam olması değil ikisi Jude ile de bi geçmişi olması. Gaby ise bu adamı hatırlamıyor bile. Rafa ile konuştukça aslında bir çok şeyi hatırlamadığını anlıyor.
Hikayesini görüpte gelen tek kişi Rafa değil aslında. Hatırlamadığı dünyasından dostları da düşmanlarıda gelip Gaby’i buluyor. Onlara göre Gaby’nin yaşaması bile anormal fakat işte yaşıyor. Ki bu onların dünyasını tersine çevirebilecek bi hareket.
Daha bir çoook olay yaşanıyor –inanın anlatmak isterdim fakat okurken keyif almanız lazım o yüzden konuya detaylı girmiyorum-.  
İkinci kitapta neler olacak merakla bekliyorum açıkçası. En çok da Jude’yi merak ediyorum.  Ne olacak bilmiyorum. Kitap size güzel bir gizemle veda ediyor ve ikinci kitabı merakla bekliyorsunuz. Umarım çok da beklemeyiz.


Şimdiden okuyacaklara keyifli okumalar dilerim. Beğeneceğini umuyorum. Ben çook beğendim.

'' 
Biz onunla geri dönmedik değil mi?
Hayır,Dani de nereye gittiğinizi veya ne olduğunu hatırlamıyordu. Hatta hepsini başlatan durugörüyü bile hatırlamıyordu. Bu onu çılgına çevirdi. Nihayet sakinleştiğinde,meditasyon yapıp sizi arayabildi.
Ve?
Sizi bulamadı.Sanki artık yoktunuz.Akla yatan tek şey ikinizin de ölmüş olmasıydı.  

'' 


Yayınevi facebook sayfası: Yabancı Yayınları

3 Şubat 2015 Salı

Tersyüz - Amy Harmon




Ambrose Young okulun en çekici çocuğu ve kasabanın yıldız güreşçisiydi. Uzun boylu ve yapılı bir vücudu, omuzlarına değen saçları ve yakıcı gözleriyle aşk romanlarının kapaklarını süsleyebilecek kadar yakışıklıydı. Fern Taylor bunun farkındaydı ve Ambrose Young'a âşıktı. Belki de bu kadar yakışıklı olduğu için Fern asla onunla birlikte olabileceğini düşünmemişti. Ta ki her şey tersyüz olana ve Ambrose'un eski yakışıklılığından eser kalmayana kadar…

 Tersyüz, beş genç adamın küçük bir kasabadan kalkıp savaşa gidişinin ve içlerinden sadece birinin geri dönüşünün hikâyesi... Hayatı, benliği, güzelliği kaybetmenin hikayesi... Bir kızın, yıkılmış bir çocuğa ve yaralı bir savaşçının, sıradan bir kıza olan aşkının hikâyesi... Kalp kırıklığının üstesinden gelen bir arkadaşlığın ve bilinen kalıpların dışına çıkan bir kahramanın hikayesi... Tersyüz, hepimizin içinde biraz iyiliğin biraz da kötülüğün olduğunu keşfettiğimiz modern çağın Güzel ve Çirkin'i.. 




Ah ahh neşelendiren,gözlerimi dolduran güzel bir hikaye oldu benim için. Bazı karakterlere kızsam da,bu kitabın gidişatını hiiç etkilemedi. 

En çok Ritaya sinirliyim açıkçası. Bu kadar düşüncesiz olunmamalı.. Hele ki konu Bailey ise...
Beni en çok üzen ise Bailey oldu. Nedenini söylemek dahi istemiyorum...

Gelelim konuya;

Ambrose  Young çook yakışıklı ayrıca yıldız güreşçilerden birisi. Ve bi çok kişininde hayali. Tıpkı Fern gibi.
Fern ise, çirkin olarak anlatılan karakterimiz. 

Ambrose ve arkadaşları genellikle Fern ile dalga geçer.. 
Bailey,Fern'in dostu ayrıca kuzeni. Fakat Bailey hasta. Kas distrofisi. Yani kemikleri gün geçtikçe zayıflıyor. Aslında Bailey'in o yaşa kadar yaşaması bile mucize. Çünkü genelde 12 yaşlarında vefat ediyorlar. Bailey ise 21 yaşında! 
Fern sürekli Baileyle ilgilenmek zorunda ve bu aslında Bailey ve ailesine verilen bir lütuf. 
Daha sonra Ambrose ve arkadaşları orduya katılıyor ve cepheye gidiyorlar. 

Bu arkadaşların geri dönüş hikayesini, Ambrose'nin Fern'e duyduğu ilgili anlatıyor. Tabii Ambrose de farklılıklar vardır... Kötü şekilde...
Ambrose,Fern ve Bailey'in o güzel arkadaşlığını.. 
Açıkçası çok etkilendim. Hele ki bazı yerler ciddi anlamda sarstı beni.  Beni en çook etkileyen yerlerden biriside kitabın en sonu oldu.. Orda bi ismi görüyorsunuz ve öyle kötü oluyorsunuz ki... 

En çok güldüğüm yerde Fern'in süpermarketteki anonsu oldu. Valla okurken '' helaaal beee '' dedim. :D  Gerçekten çook iyi bi hareketti.

Ben gerçekten bu kitabı çook sevdim. Gittikçe güzelleşmeye başladı. Açıkçası ilk başlarda ilgimi çeken tek yer Fern ve Ambrose'nin sorularla atışmasıydı. '' Uçurtma mı Balon mu? '' gibi. Sonrasında ise daha da güzelleşti. 

Okumanızı öneririm. Fern'i Ambrose'yi ve en çokta Bailey'i seveceksiniz. 

Bi kaç alıntıya bakalım mı?  :) 

'' Çünkü bazen bir yüze aşık oluruz,onun ardındakine değil. Annem yemek yaparken etin yağını süzer ve onu dolaptaki bir teneke kutuda saklardı. Uzun bir süre içi fındık kremalı,çikolata kalpı uzun kurabiye kutularından birini kullandı. Pahalı olanlar var ya,ondan. Birkaç kez annemin zulasını bulduğumu düşünerek açtım o kutuyu, ama kapağı açar açmaz leş gibi kokan yağ öbeğiyle karşıastım. 

- Bu aşamada kutunun bir önemi kalmıyordu,değil mi? 

- Kesinlikle. Canımın kurabiye istemesine neden oluyordu ama kutu tamamen yanıltıcı bir reklamdı. Bence bazen güzel bir yüz de yanıltıcı reklamdır ve çoğumuz kapağın altında bakmaya  zahmet etmeyiz... '' 




'' Bizi sevgiye layık kılan tek şey güzellikmiş gibi davranıyorsun. Seni sadece yakışıklı olduğun için sevmedim! '' 




'' Eğer onu bu kadar çok sevmeseydim bu kadar canım yanmazdı. İroni de burada. Acının bir kısmı da Bailey'i tanıma,onu sevme mutluluğundan kaynaklanıyor. Biri olmadan diğeri olmaz. 

-Ne demek istiyorsun?

- Mutluluk yoksa üzüntü yoktur. Sevgi olmasaydı kaybı hissedemeyecektim... Onu hiç tanımamış olmaktansa bu acıyı çekmeyi yeğlerim... '' 






*Yayınevinin facebook sayfası :Yabancı Yayınları



29 Ocak 2015 Perşembe

Doğum Günü!



İki şehrim oldu bu sene. Bi Kayseri bi Adana.
Kayseri okuduğum,Adana doyduğum,oturduğum şehir. 
Ve çok güzel dostlar edindim bu şehirde! Çok sevdiğim, sevildiğim.

Bu sene ki doğum günüm benim için çoook güzeldi. Hatta şöyle diyeyim en güzel doğum günüydü. Hemde 18 yaşıma bastığım sene bu sene. O yüzden daha bi anlamlı.

Asıl anlamını dostlarım oluşturuyor. 
İnsan dostlarıyla güzel. 

Çok esprili pastalarım oldu =)) 

'' Niye doğdun bizi masrafa soktun '' yazısı Adanadaki arkadaşlarıma ait. Yine de seviyorum ben onları :P 

'' +18 '' de kısa ve bayağı güldüğüm pasta üstü yazısı oldu. :)) 


                                         Sonuç olarak '' Hoşgeldin 18 yaşım... '' 
                                          Dostlarımla,ailemle geçirebileceğim nice güzel,sağlıklı seneler..


Aksiseda-Başak Kızıltan








"Seda, ben öyle aşk meşk sözleri söyleyebilen bir adam değilim. Dümdüz biriyim. Beni tanıdın, aksi, sert, düz, patavatsız bir adamım. Hani odun diyorsun ya bana, öyle işte. Hep böyleydim, önceden de, şimdi de. Sana kalbimi açtım ben, en kanayan yaramı anlattım. Senin bu yaramı iyileştirmeni, bizi iyileştirmeni bekliyorum Seda. Asıl sen kanatma yaramı. Eğer ben şu zamana kadar sana olan hislerimi belli edemediysem, tamam eşeklik bendedir, ama sen de anla beni lütfen."




Bi önceki bitirdiğim Başak Kızıltan kitabında demiştim ki tek eksik Buse ve Berke hikayesine doyamamamdı. Bu kitapta da Seda ve Yankı’nın yanında Buse ve Berke de okudum. Çok da güzel oldu. Nasıl da sevmişim Buse,Berke,Nas ve Kaan’ı. J
Aksiseda kitabıda Seda’nın Ahmetle olan, gitmeyen ilişkisini bunun içinde bi tatile gidip orda tanıştığı Yankı Bey’i anlatıyor.
Ah Yankı,ne büyük acı yaşamışsın sen. Çok üzülmüştüm Yankı ve Yasemin evliliğine. Ama neyseki Seda gibi bi eş buldu kendine =)
Yankı odun gibi gözüken fakat ince ruhlu bi adam bencceeee. Şahsen ben çok sevdim. Korumacı tavrını, odunluğunu..
Başak Kızıltandan okuduğum 2.kitap ve pişman olmadım okuduğuma. Aksine 3.kitabı da merak ediyorum. Eğlenceli,duygusal, aşk dolu.. Kesinlikle öneririm. =)


'' Pastırmalı omlet sevmeyen erkek varsa gitsin etek giysin!''

Hahaha =))



Yazarımızın sayfasını beğenmek isterseniz;

Başak Kızıltan


Buselik kitabının -Buse-Berke'yi anlatan-  yorumunu okumak isterseniz; 


Buselil-Başak Kızıltan

22 Ocak 2015 Perşembe

Buselik- Başak Kızıltan

Buselik – Başak Kızıltan

Geç mi kalmışım ne okumak için? İyi ki Adana Fuarında kitap elime geçmiş. Tabii en büyük iyikim Başak Kızıltan ile sohbet etmek oldu.
Yerli yazar okumaya ihtiyacım vardı. Sohbet ederken ki samimiyetini kitabını okurken de hissettim. Bu çok güzel bir şeydi.

Kitabı şöyle bi kısaca anlatayım;
Buse –baş karakter- ta lise zamanından beri erkekler tarafından kazık atılan bir kız olmuş. Cankat, Buse’nin sevgisini hiçe sayarak aldatan bir erkek(!). Kızdığım karakterlerden ilkiydi.
Saner, Buse’nin evlendiği ve çok da değer verdiği birisi.. Ki inanın okurken gıcık olduğum,kızdığım ikinci kişi…
Berke… Söz yok,anlatmak yok. Okuyun bu muhteşem adamı.
Spoiler vermemek için direniyorum şuan. J Size kitabın en minnoşlarından bahsedeyim ben Nasperver ve Kaan. Nasperver Buse’nin kızı, Kaan ise Berke’nin oğlu. Nasıl minnoşlar nasıl tatlılar anlatamam.



‘’ Abiii,del deeel ‘’ :)





Tek sıkıntı Berke ve Buse’nin hikayesini daha çok okumak isterdim. Hayatlarının daha çok içinde olmak isterdim. Belki kısmet Aksiseda kitabınadır. Seda’nın –Buse’nin en yakın arkadaşı- hikayesini okurken orada Buse ve Berke’yi de anarız. ;)
Eğer hem üzülüp hem de keyiflenmek istiyorsanız, BUSELİK okuyabilirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar…



                                                                               Buda benim imzalıı kitabım.  Mutluluk sebebi,cidden. :)        

21 Ocak 2015 Çarşamba

Sosyal Yardımlaşma!

Merhaba arkadaşlar... Bu yazımda size kitap yorumu yapmayacağım. Bilmeyenleri bilgilendirmek amacıyla yazıyorum... Günümüzde çok yaygın olan kanser hastalığı ve çocuklarımız.. Maalesef bir çok çocuğumuz tedavi olmakta. 
Bizim elimizden gelen nedir biliyor musunuz? Onlar için kan vermek,gerektiği yerde ilik nakli olabilmek. 
Tabii bu her seferinde mümkün olamıyor. O zaman sırada ne var biliyor musunuz? Onları gülümsetebiliriz. Minicik bedenlerin minicik isteklerini karşılayıp onları kocaman gülümsetebiliriz. 
Bunu nasıl yapabiliriz peki? 
- Mümkünse bu miniklerimizin aileleriyle iletişime geçerek,
-Geçemiyorsak sosyal medyadan haberlerini alarak. 
  Bunu da https://www.facebook.com/leyladansonra?fref=ts adresinden detaylı bilgiyle alabiliriz.

Nedir LEYLADAN SONRA? diye sorarsanız da  sizi şu siteye davet ediyorum ; 
http://leyladansonra.com/

Buradan hediye bekleyen çocuklarımızı görebilir mail atarak onların isteklerini yerine getirebilirsiniz. Nerede olduğunuzun hiç bi önemi yok. Her şey sizin istemenize bağlı.

Hediye alamadınız mı? LÖSEV'e bağış yapabilirsiniz. 
Gerekli bilgiler için sizi şu siteye davet ediyorum ; 
http://www.losev.org.tr/v2/tr/default.asp#


Evet bazen bu da mümkün olamıyor. Maddiyat bazen izin veremiyor. Her çocuğumuza yardımcı olamıyoruz. O zaman da sizlere düşen şey paylaşmak... Siz yardım edemediğinizde emin olun birileri yardım edecektir. Lütfen duyarlı olalım. Sosyal medya elimizin altında,günün her saatinde. Ve emin olun bu sayede çok şey başarabiliyoruz. 
Sosyal medyayı bide bu şekilde kullanmaya ne dersiniz?

Şöyle bi bakıyorum da yapabileceğimiz çok şey varmış! Dua etmek de dahil... 


Bizim çocuklarımız..
Minicik bedenlerin size vereceği kocaman gülüşler için harekete geçin! Bir şeyler yapabilirsiniz. Elimden bir şey gelmiyor değil.. Gelir. Siz isteyin yeter ki.

Etkinlik : High School Musical Book Tag




Kitap Tiryakisi tarafından mimlenmişiim! Sorulara bi baktım da baya zorlar. Hadi cevaplarıma beraber bakalım. :)

1.Yeni Bir Şeye Başlangıç - Yeni  favori tür / yazar / seri?

Yeni bir tür değildir fakat Calıa Read-Kördüğüm kitabını yazabilirim buraya. 

2.Öyle bir kitap arıyorum ki - içinde istediğim her şey var? 

Harry Potter serisi. Aşk macera gizem dram gerilim ne ararsan. :)


3.Muhteşem - En büyük divanın olduğu bir kitap? (Divadan kastı en sevdiğiniz karakter olabilir sanırım pek emin değilim ama yabancıların cevapları bu tarz olduğu için böyle düşünüyorum. :D ) 

Güzel bir soru olmuş. :D En büyük diva hmm.. Bi çok karakter yazabilirim buraya ama Travis diyeceğim buraya. (Tatlı Bela)


4.Mevcut durum - Klişeye meydan okuyan bir karakter?

Barlas. Fatma Erdek- Melekler Zamanı'nın Barlas'ı. <3

5.Erkekler geri döndü - En iyi bromance?


Ayy o kadar düşündüm ama bulamadım


6.Ne Zaman – Favori  yaz okuman?

Ah bildim ben bu soruyu. Tatlı Bela tabiikii. Jamie McGuire


7.Her gün - Eğer hayatının geri kalanında her gün bir kitap kapağına bakman gerekseydi, hangisi olurdu?

Ayy bilemedim son dönemlerde çok güzel kitaplar görüyorum. Ama ben hakkımı Murat Menteş- Ruhi Mücerretten yana kullanıyorum

8.Sadece Seninle Olmak İstiyorum – Elinden bırakamadığın bir kitap?

Fatma Erdek-Melekler Zamanı kesinlikle

9.Çığlık - Seni hayal kırıklığına uğratan bir karakter?

Açlık Oyunları- Katniss aslında. Nedeni çok derin,boşverelim.Gale diyeyim siz anlayın... :D 


10.High School Musical - En sevdiğin kurgusal okul?

Cevabım kesinlikle HOGWARTS. 

11.Humuhumunukuapua – Okuduğun en saçma kitap / sahne / 
karakter?

Karanlığa Dokunmak okuduğum en saçma kitaplardan biriydi.


12.Bahar Müzik Potpurisi – Mutlu son ?

Sarah Jio - Yağmur Sonrası. 


Ben kimleri mimliyorum bi bakalım ;

Cansudandünyaya
Kitaphane





Kördüğüm-Calıa Read




Nasıl bir kitaptı o yahu? Ay nasıl anlatsam bilemedim ama öncelikle şunu bilin ÇOOK ŞAŞIRACAKSINIZ.
Şahsen okurken düşündüğümle kitabın sonunda düşündüğüm arasında dağlar kadar fark var. Çok üzüldüğüm yerler oldu okurken , açıkçası alırken böyle bir kitap beklemiyordum. 

Arka kapak yazısı ;

Bir ay önce, akıl hastanesine yatırıldım. Dün, Lachlan ziyaretime geldi. Beni öptü ve aklımı kaçırmaya başladığımı söyledi. Saatler sonra Max düşüncelerimi işgal etti; deli olmadığımı ve bana ihtiyacı olduğunu hatırlattı. Birkaç dakika önce geçmişimi aydınlatmaya çalışarak gerçeklikten daha da uzaklaştım… Şimdi, herkes benim aklımı kaçırdığımı düşünüyor ama ben onun gerçek olduğunu ve ne gördüğümü biliyorum… 
Bana inanıyor musun?


Baş karakterimiz Naomi, akıl hastası. Lachlan da yakışıklı sevgilisi. Aslında bakarsanız iki yakışıklı var kitapta. Max ve Lachlan. İkisiyle de yakın (!) teması var. Yani +18 yerler barındırıyor. Fakat rahatsız edici bir biçimde değil.
Naominin en yakın arkadaşı ise Lana. Kötü şeyler yaşayan fakat bunu 10 yaşından beri Naomiden saklayan birisi.
Okurken büyük bir merak vardı. Acaba Naomi niçin Fairfax’e tedavi için yollanıyor? Çokça da etkileyen bir hikayesi var…
Ama asıl bomba kitabın sonunda. Yok daha neler dediğim bölüm.
Konu dışında kapak mükemmel. Çeviri de güzeldi. Elinize aldığınızda bırakamayacağınız bir roman.Yazar o hastalığı öyle bir yansıtmış ki okurken bol bol duygulanacaksınız.  Ve şaşırmaya hazır olun. Açıkçası çok seviyorum şaşırtan sonları,kurguları. Okumanızı tavsiye ediyorum.

‘’ Demek istediğim şuan çıktığın biri var mı ? ‘’
‘’ Aslında… çocukluğumdan biri var. ‘’
‘’ Öyle mi? ‘’
‘’Uzun hikaye. ‘’
‘’Vaktim bol. ‘’
‘’Bu hikaye için değil. ‘’

     ------
                                                     
‘’ Tamam..başka arkadaşın yok mu?’’
‘’Yok. ‘’
‘’Hiç mi? ‘’
‘’ Sadece sen. ‘’
‘’ Benden daha fazlasına ihtiyacın var ufaklık. ‘’
‘’ Ya da sadece sen ve Lana yetebilir. Bu bir sürü arkadaştan daha iyi. Basit bir matematik hesabı,cidden. ‘’
‘’ Nasıl hesaplıyorsun.? ‘’

‘’ Büyük annem her zaman yüz kuruş arkadaşın olacağına dört çeyrek arkadaşın olsun derdi. ‘’

19 Ocak 2015 Pazartesi

Yıldız Tozu- Prıscılle Sıbley


Ne diyeceğimi bilemiyorum.. Şuan size demek istediğim tek bir cümle var '' bu kitabı okuyun ''
Bir cerrah ve bir astronot aşkı. O kadar yoğun barındırıyor ki duyguları sanki yaşıyorsunuz. Sanki çok yakın tanıdığını Elle ve Matthew. Beraber üzülüyorsunuz, Matthew dua ederken beraber dua ediyorsunuz. Tüm duyguları kahramanlarla beraber yaşıyorsunuz sanki...
Kitabı okurken yapmak istediğim tek şey sonunu okumaktı ki hiç sevmem bi kitabın sonunu direk okumayı.. Ama öyle bi meraktı ki kendimi zor tuttum okumamak için.
Konusu nasıl anlatılır bilmiyorum ama fazla detaya girmeden şöyle bi anlatayım ;

Matt ve Elle çok küçük yaşlardan beri beraber olan bir çift. Ve çocukları olmasını isteyen...
Fakat Elle'nin doğurganlık ile ilgili bir hastalığı var. Bunca kötü şey yetmezmiş gibi Elle geçirdiği kaza sonucu bitkisel hayata giriyor. Fakat şöyle bir detay var. Elle HAMİLE.   Kitap Elle'nin ve Matthew'in bu süreçte yaşadığı şeyleri anlatıyor.

Gözlerimin çokça dolduğu bir kitap. Ve çok nadirdir ki kitaptaki duyguları bu denli hissetmek..
Benim için çok özel kitaplar arasına girdi açıkçası. Umarım sizde okuma fırsatı bulursunuz.
Beğeneceğinizi umuyorum...

Bir de güzel bir alıntı vereyim. Aslında kitapta bi çok yer var yazmak istediğim ama okumayanlara spoiler vermek istemiyorum alıntılarla.

'' Sanırım bu,iki günün özetiydi. Seni sevdim. Ve sonunda, uzun zaman önce beni sevdiğine inandım. Bir şeyin değerini,onu kaybettiğimizde anlamamız çok acı değil mi? '' 




'' HOPE '' 


Bir gün bu kitabı okursanız HOPE'nin kitaptaki yerini ve aşkı,sevgiyi çok güzel anlayacaksınız...


13 Ocak 2015 Salı

2015 Çukurova Kitap Fuarı


Adana'ya fuar geldi,haberiniz var mı? :)
Haberiniz yoksa fuar alanında sizleri bekliyoruz...
Ben EPHESUS YAYINLARIndayım. Gelmek isterseniz beklerim.

Bugün ilk gündü ve beklediğimden durgundu aslında. 
Umarım bu böyle devam etmez de canlanır fuar :)

İndirimlere gelirsek;  Ephesusta %30 indirim var. 
Arkadya ise tüm kitaplarını 10 tlden veriyor.


Açıkçası pek fazla gezmeye vaktim olmadı. Daha detaylı gezip diğer yayınevlerinden de haberler verebiliriim :)

İlk günümde bana eşlik eden kitaplar nelerdi onlara bakalım;

Güneş Demirel'in kalemini çok seviyorum açıkçası. Alırken hiç bir tereddütüm yoktu. Okumaya da ilk onunla başlayacağım. 
Tanrıça'nın Mirası kitabını okumak bi türlü fırsat olmamıştı. İlk iki kitabını (Tanrıça ve Tanrıça'nın Savaşı) çok beğenmiştim. Bakalıım umarım bu kitabını da beğenirim.
Tatlı Şeytan'ın açıkçası kapağı ve tasarımı ilgimi çekti. Kapakta sırf eğilip bükülme olmasın diye mıknatıs olayına girilmiş. İlgi çekici açıkçası. Konusu da güzel duruyor. Okuyunca detaylı yorum yapacağım. 




Arkadya Yayınevinden okuduğum hiç bir kitaptan pişman olmadım. Yıldız  Tozunu seçtim bugün almak için. Eminm pişman olmayacağım.

Pamuk İpliği'ni konusu gereği çok merak ettim açıkçası. 

Dalga kitabını ise tavsiye sayesinde aldım. Bakalım. 


Lise öğrencileri projesiymiş. Bi sepetten kağıt çektirdiler ve bu çıktı. Ne çok severim Nazım Hikmet'i. :) 

Şiir her yerde olduğu gibi fuarda da. :)